Hayat çok sıkıcı.
Hep
düşünmüşümdür, insanlar bu kadar içli dışlı mı olmalı diye, aslında
olmamalı. İnsan şehir hayatında yaşamaya adapte olmuş bir canlı
değildir, tüm diğer hayvanlar gibi doğada yaşamaya evrimleşmiştir. Şehir
hayatında yaşamaya zorlanınca da stres, depresyon ve bunun gibi bir
sürü nörolojik ve psikolojik hastalıklar türemiştir.
İnsan
düşünmeden edemiyor bu kadar bilim, teknoloji gerçekten gerekli mi
diye. Yaşayacağımız topu topu sadece 60-70 sene filan zaten, bunun da
yarısını eğitim ve benzeri gereksiz zırvalıklara harcıyoruz! Eğitimin babasını aldık ama hayatımızın içine edince pek saygı duyamıyor insan...
Hayatta
hep eksik birşeyler kalıyor. Kariyer yaparsın iş bulunmaz, iş bulursun
özel hayat boktan olur, para gelir başka şeyler götürür! Ne bekleyebilir
ki insan? Hayat çok boktan gercekten.
Hayatımızı
ne kadar doğru düzgün yaşamaya çalışırsak o kadar batıyor. En iyisi
hiçbir şeyi kurcalamamak ama o da zor! Aslında en iyisi toplumu
sallamadan istediğimiz gibi yaşamak ama herkes yapamıyor onu da. İnsanları ilk görüşte tanımak/anlamak kolay değil, tanıdıktan sonra da iş işten geçmiş oluyor.
Hayatta
hiçbir şeye şaşırmayacaksın, imkansız/olamaz dediğin şeyler dahi
olasıdır. Herşeyin mümkün olduğunu unutmadığın zaman hayat daha kolay
geçer. Çünkü insan dediğin canlı herşeyi yapabilir, kimin yaptığı hiç
önemli değil, insan oldu mu her zaman tetikte olacaksın, hep aklının bir
ucunda "acaba" düşüncesi eksik olmayacak. Ama
işte insan kapılıyor bazen. İnsanlara olmasa da olayların akışına bir
şekilde. Sonraki hersey domino taşı gibi zaten. Genelde öyle olur
zaten, ama en başında ilk taşın yıkılmasına izin vermezsen diğerleri de
yıkılmaz. Ben mesela hiç tahmin etmediğim birşey başıma gelirse, yok
artık deyip geçer giderim, çünkü probleme takılıp kalınca problem
gittikçe büyür, ama sorunu kale almayıp yoluna devam edersen yok olur
gider...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder